Free Essay

Global Crisis

In:

Submitted By fatmaemir
Words 8540
Pages 35
[pic]

T.C.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
ULUSLARARASI İŞLETMECİLİK TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
YABANCI SERMAYE VE ÇOK ULUSLU İŞLETMELER
BAHAR DÖNEMİ ÇALIŞMASI

KÜRESEL EKONOMİK KRİZLER: NEDENLERİ VE SONUÇLARI

CAVİDE GÜLNUR BAKİ FATMA EMİR 2011800837 2011800826

DANIŞMAN
Yrd.Doç.Dr. Engin ÖZGÜL

Mayıs, 2012
İZMİR

İçindekiler Tablosu

GİRİŞ 3
1. 1994-1995 MEKSİKA KRİZİ 4 1.1. Krizin Gelişimi 4 1.2. Krizin Nedenleri 6 1.3. Krizin Sonuçları 9
2. Güney Doğu Asya Krizi (Asya Krizi) 9 2.1. Güney Doğu Asya Krizinin Nedenleri 10 2.2. Güney Doğu Asya Krizinin Sonuçları 12
3. Rusya Krizi 12 3.1. Rusya Krizi’nin Nedenleri 13 3.2. Rusya Krizinin Sonuçları 14
4. 2001 ARJANTİN KRİZİ 14 4.1. Krizin Gelişimi 15 4.2. Krizin Nedenleri 17 4.3. Krizin Sonuçları 19
5. KASIM 2000 - ŞUBAT 2001 TÜRKİYE KRİZİ 20 5.1. Krizin Gelişimi 20 5.2. Krizin Nedenleri 21 5.3. Krizin Sonuçları 22
6. Mortgage Krizi (Küresel Ekonomik Kriz ) 22 6.1. Küresel Ekonomik Kriz’inin Ortaya Çıkış Nedenleri 23 6.2. Küresel Ekonomik Krizin (Mortgage Krizi’nin) Sonuçları 26
SONUÇ 28
KAYNAKLAR 30

Tablolar Listesi

Tablo 1: Meksika’nın 1955-1993 Döneminde Uzun Vadeli Ekonomik Performansı…4
Tablo 2: Meksika’daki Özel Sermaye Girişimlerinin Temel Öğeleri………………… 17
Tablo 3: ABD İşsizlik Oranları (16 Yaş ve Üzeri)...…………………………………… 27

Şekiller Listesi

Şekil 1: Meksika’da Özel Girişimlere Verilen Banka Kredileri …………………………7
Şekil 2: Arjantin Enflasyon Oranları .……………………………………………………16
Şekil 3: Arjantin 1989-2000 Dönemi TÜFE ve GSYİH Oranları ……………………..17
Şekil 4: Arjantin Reel Efektif Döviz Kuru ve Cari İşlemler Dengesi …………………18
Şekil 5: Arjantin TÜFE ve GSYİH Oranları (1997-2007) …………………………..…18
Şekil 6: Küresel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Büyüme Rakamları ………………………..28

Kısaltmalar
ABD: Amerika Birleşik Devletleri
FED: Amerika Merkez Bankası
GSMH: Gayrisafi Milli Hasıla
GSYİH: Gayrisafi Yurtiçi Hasıla
IMF: Uluslararası Para Fonu
NAFTA: Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması
TEFE: Toptan Eşya Fiyat Endeksi
TL: Türk Lirası
TÜFE: Tüketici Fiyatları Endeksi

GİRİŞ

1990’larda başlayan küreselleşme ile dünya ekonomileri birbirine bağımlı hale gelmiştir. Küresel ticarette meydana gelen olumlu veya olumsuz tüm gelişmeler kısa bir zamanda diğer tüm ekonomilerde etkilerini hissettirmektedir. Bir ülkede patlak verdikten sonra diğer ülkelere yayılan küresel ekonomik krizler, gelişmişlik ayrımı yapmadan tüm dünyayı etkisi altına almaktadır[1]. Bu krizler, ülkelerin ekonomik yapılarını bozucu, sosyo – ekonomik yapılarını yıkıcı etkiler yaratırlar[2]. Ekonomik krizin tek bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Kriz, sosyal bilimler alanında ekonomide birdenbire ortaya çıkan kötü gidiş olarak tanımlanır[3]. Her iktisatçı ve yazar ekonomik krizleri farklı tanımlamıştır. Aktan ve Şen ekonomik krizleri “Ekonomide aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan olayların makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan ise firmaları ciddi anlamda sarsacak sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. Nihayet, krizlerin bir diğer özelliği bir bulaşıcı hastalık gibi sirayet etkisi göstermesidir. Herhangi bir organizasyonda ortaya çıkan bir kriz diğer sektörleri de etkisi altına alabilmekte ya da bir organizasyonda yaşanan kriz, bu organizasyonla ilişki içerisinde olan diğer organizasyonlara da sirayet edebilmektedir [4]’” şeklinde yorumlamışlardır. Kibritçioğlu ise, “Ekonomik krizler; herhangi bir mal, hizmet, üretim faktörü veya döviz piyasasındaki fiyat ve/veya miktarlarda, kabul edilebilir bir değişme sınırının ötesinde gerçekleşen şiddetli dalgalanmalar olarak tanımlanabilir.[5]” şeklinde ekonomik kriz tanımını yapmıştır. Çalışmamızda hafızalarda kalan son yirmi yılın bazı önemli küresel ekonomik krizlerine yer verdik. Bunlar sırasıyla Meksika Krizi, Asya Krizi, Rusya Krizi, Arjantin Krizi, 2000 – 2001 Türkiye Krizi ve son olarak hala etkilerini hissettiğimiz Küresel Ekonomik Kriz veya Mortgage Krizi’dir.

1994-1995 MEKSİKA KRİZİ

Birçok iktisatçıya göre Meksika Krizi 21. yy’ın ilk önemli krizidir. Daha sonra yaşanacak krizler için de bir uyarı niteliği taşımaktadır. [6] Kriz 20 Aralık 1994’te hükümetin pezoyu %15.3 oranında devalüe etmesiyle ortaya çıkmıştır.[7] “Tekila Etkisi” adı verilen, krizin diğer Latin Amerika ülkelerine de yayılma etkisi ABD ve IMF ‘nin Meksika’ya ve krizden etkilenen Arjantin’e sağladığı kredi yardımıyla nispeten hafif atlatılmıştır.[8]

1 Krizin Gelişimi

1950’lerin ortasından 1970’lere kadar bir finansal istikrar ve büyüme sembolü olarak görülen Meksika’da[9], 1974’te yaşanan petrol kriziyle birlikte yüksek enflasyon ve ekonomik durgunluk baş göstermiştir[10].

Tablo 1. Meksika’nın 1955-1993 Döneminde Uzun Vadeli Ekonomik Performansı Kaynak: Burçin Hacıhasanoğlu, 2005, s. 20 [pic] Nitekim 1982 yılında Meksika artık dış borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamış, bu borç krizi, yıllar boyunca yaşayacağı ekonomik problemlerin de başlangıcı olmuştur.[11] Bankaların borç vermeyi durdurması ve geri ödeme talep etmesiyle kriz Latin Amerika’nın çoğu yerine yayılmıştır. ABD hükümeti ve uluslararası kuruluşlardan alınan kredilerle ya da ödemede sağlanan kolaylıklarla bu tehlike atlatıldıysa da finansal piyasalarda şiddetli bir durgunluk başlamıştır. 1986’da kişi başına düşen milli gelir 1981’dekinden %10 geriye düşmüştür. Yüksek enflasyon oranıyla eriyen gerçek ücretler kriz öncesindekinin % 30 altına inmiştir[12]. “1985 yılına kadar geleneksel sıkı para politikaları ve devlet kontrolleri ile istikrar sağlanmaya çalışılmış, bankalar devletleştirilmiş, ithalat kısıtlamaları arttırılmış ve bütçe açığı azaltılmaya çalışılmıştır.”[13] Aralık 1987’de enflasyonun % 159’a ulaşmasıyla bu önlemlerin yetersiz kaldığı anlaşılmış, hükümet “1987’den itibaren geniş kapsamlı bir liberalizasyon programına başlamıştır.”[14] “Bu dönemde büyüme oranlarında fazla bir artış yaşanmazken, önemli ekonomik başarılara imza atılmış, enflasyon düşürülmüş, mali istikrar sağlanmış, ithalat serbestleştirilmiş, temel özelleştirmeler gerçekleştirilmiştir”[15]. Program oldukça olumlu sonuçlar vermiş, 1988’de %114 olan eflasyon, 1993’te %8’lere düşmüştür. Meksika ile Amerika arasında NAFTA 1993’te yürürlüğe girmiştir. Meksika ürünlerine zaten büyük oranda açık olan ABD ile yapılan bu anlaşma Meksika için yabancı yatırımlara açılma politikasının bir uluslararası anlaşma ile meşrulaştırılması anlamını taşımaktadır.[16] 1989-1994 yılları arasında ülkeye 100 milyar dolar sermaye girişi gerçekleşmiştir. [17] “Meksika’nın uyguladığı reformlar zaman zaman medya, finans sektörü uzmanları, akademisyenler ile IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar tarafından büyük bir başarı olarak nitelendirilmiştir.”[18] Fakat, Meksika mucizesi olarak adlandırılan bu dönemin sonlarına doğru bazı iktisatçılar tarafından ekonominin gidişatıyla ilgili şüpheler uyanmaya başlamıştır. Dünya pazarlarında Meksika mallarının pahalılaşması, iktisatçıların pezonun fazla değer kazanmasından şüphelenmesine yol açmıştır. Bu durum ülke mallarının rekabet gücünü azaltarak ihracattaki büyüme oranının da yavaşlamasına neden olmuştur. Aynı zamanda ithalattaki engellerin kaldırılması, kredi kolaylığı sağlanmasıyla ithalatta da patlama olmuş, dış tş ticaret açığı 1993’te GSYİH’nın %8’ine ulaşmıştır.[19] Ayrıca 90-94 yılları arasında ekonomi %2.8 oranında büyümesine rağmen, bütün bu reformların, yabancı yatırımların karşılığı olarak yeterli düzeyde bulunmamış, nüfus artış hızının gerisinde kalmıştır.[20] Tüm bu olumsuz göstergeler hükümet tarafından NAFTA’nın onaylanmasına gölge düşürmemesi ve 1994’ün seçim yılı olması nedeniyle gözardı edilmiştir.[21] Seçimlere kadar gözardı edilen olumsuz gidişat, Ernesto Zedillo başkanlığında hükümetin yeniden kurulmasıyla dikkate alınmış, yeni hükümet “göreve başlamasından 20 gün sonra develüasyon kararı almıştır.”[22] Ancak rezerv kaybının önüne geçilememiş, 2 gün sonra pezo dalgalanmaya bırakılmıştır.[23] Bu karar pezonun aniden değer kaybetmesine ve dolara endeksli bonoları bulunan Meksika’nın borçlarının aşırı değerlenmesine neden olmuştur.[24] Hızlı devalüasyon kararı, yatırımcılarda yeni hükümetin temel politikalarda değişiklik yapacağı düşüncesini uyandırmış, pezodan kaçış ve yabancı paraya yönelme artmıştır.[25]

2 Krizin Nedenleri

Kısa vadeli fon girişlerindeki artışlar ve bu fonların ekonomik verimliği sağlayacak alanlar yerine tüketime yönelmesi krizin en önemli nedenleri arasında gösterilmektedir. 1990-1994 yılları arasında Meksika’ya yönelen yabancı sermayenin %47’si kısa vadeli fonlardan oluşmaktadır.[26] Kamu iç borcunun büyük bir kısmı yabancı yatırımcıların tesobono (pezo cinsinden dolara endeksli tahvil) satın almış olmalarından kaynaklanmaktadır. Bu durum, develüasyon olması durumunda Meksika’yı yabancı yatırımcı paniğine karşı savunmasız bırakmıştır.[27]

Tablo 2. Meksika’daki Özel Sermaye Girişimlerinin Temel Öğeleri (milyar dolar) Kaynak: Senem Çakmak Şahin, s. 131.
[pic]

1990-1994 yılları arasında hükümet kontrollü 20 önemli banka (6 tanesi toplam kaynakların %70’ine sahip) özelleştirildi. NAFTA’nın ve iyi ekonomik göstergelerin etkisiyle oluşan iyimser hava sonucu, yatırımlarından kısa sürede kar elde etmek isteyen yeni banka sahipleri varolan kredi problemlerini göz ardı ederek verilen kredi oranını arttırmıştır. Özel sektöre verilen kredi 1987 verilerine göre 1994 yılında 5 kat artmıştır. Sorunlu krediler yüzdesi %3’lerden (1990) %8.4’e çıkmıştır.[28]

Şekil 1. Meksika’da Özel Girişimlere Verilen Banka Kredileri ( %GSYİH) Kaynak: Senem Çakmak Şahin, s. 136
[pic]

Enflasyonla mücadele amacıyla kullanılan sabit döviz kuru politikası enflasyonu düşürmüş ülke parasını istikrara kavuşturmuştur fakat enflasyonun yavaşlaması döviz kurundaki istikrarın arkasında kalmıştır.[29] Pezonun aşırı değerlenmesi ülke mallarının dış pazarlarda pahalılaşmasına, böylelikle ihracatın azalmasına neden olmuş, ayrıca ithalatın üzerindeki engellerin kalkması ve sağlanan kredi kolaylığı ile ithalatta patlama yaşanmış, sonuçta 1993 yılında dış ticaret açığı GSYİH’nın %8’ine ulaşmıştır.[30] 1994’te Meksika’da iç karışıklıklar baş göstermiştir. Yoksul bir kırsal bölge olan Chipas eyaletinde ayaklanma olmuştur. Başkan adayı Colosio suikaste uğramış ve öldürülmüştür. Bu gelişmeler sonucunda NAFTA’ya katılımın onaylanmasıyla artan sermaye girişleri keskin bir düşüşe geçmiştir. 30 milyar olan dolar rezervi yalnızca iki ay içinde 17 milyar dolara düşmüştür. [31] Giderek kötüleşen makroekonomik tablo, 1994’te olan politik gelişmeler ve dünya’daki gelişmeler, kriz endişesini doğurmuş; kriz endişesi de yabancı sermaye girişini azaltmış, pezodan kaçışa yol açmıştır. [32] Bir anlamda “krizin olası olması, krizin gelmesi için yeterli”[33] olmuştur. Pezodan kaçış, döviz rezervlerindeki erime gibi problemlerin çözümünün seçimlerden sonraya bırakılması, bu sorunların büyümesine yol açmıştır.[34] Develüasyonun, bir çok iktisatçının önerdiği orandan daha düşük oranda gerçekeştirilen devalüasyon piyasalarda yeni bir devalüasyon olacağı beklentisini doğurmuş, kriz derinleşmiştir.[35] Para kurundaki değişikliğin ardından kapsamlı bir ekonomik iyileştirme programı açıklanmaması, ekonomik yönetime olan güveni sarsmış,[36] yabancı sermaye tamamen kaçmıştır. Piyasalara güven vermek amacıyla, hükümet kısa vadeli borçlarını pezodan dolara endeksli tesobonolara çevirmiş, pezo değer kaybettikçe borçlar artmıştır.[37]

3 Krizin Sonuçları

Pezo Aralık 1994’den Aralık 1995’e kadar %55 değer kaybetmiştir, Enflasyon 1995’te %52’ye yükselmiş faizler %16’dan %80’lere fırlamıştır. GSMH %6,9 azalmış, işsizlik oranı iki katına çıkmıştır. Satın alma gücü %20 azalmıştır.[38] Sanayi üretimi %15 düşmüştür. Birçok işletme iflas etmiştir.[39]

Ocak 1995’te uluslararası kuruluşlar, ABD ve Kanada hükümetleri Meksika’ya sağlanacak yardım paketini açıklamışlardır.[40] Meksika’ya 50 milyar dolarlık kredi sağlanmıştır. Tekila etkisi ile krizden etkilenen Arjantin’e ise Dünya Bankası tarafından 12 milyar dolarlık kredi verilmiştir.[41] 1995’in sonlarına doğru hem Meksika hem Arjantin ekonomisi düzelmeye başlamıştır.

Güney Doğu Asya Krizi (Asya Krizi)

1965 – 1990 yılları arasında yüksek ve sürdürülebilir ekonomik performans sergileyen özellikle Japonya olmak üzere Güney Kore, Taiwan, Hong Kong, Çin ( Four Tigers[42]), Endonezya, Malezya ve Tayland ( Yeni Endüstrileşmiş Ülkeler) gibi Güney Doğu Asya ülkeleri Dünya Bankası tarafından “Asya Kaplanları Mucizesi” olarak tanımlanmıştır. Ancak, “Asya Kaplanları” 1997 yılının Temmuz ayında ortaya çıkan hiç beklemedikleri[43] finansal nitelikli ekonomik bir krizle karşı karşıya kalmışlardır. Asya Krizi, Thai Baht’ının serbest kura geçişinden sonra hızla değer kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkmıştır[44]. Kriz Tayland’da patlak verdikten sonra uluslararası bir hal alarak Endonezya, Güney Kore, Malezya gibi diğer birçok Güney Doğu Asya ülkelerini etkisi altına almıştır[45].

1 Güney Doğu Asya Krizinin Nedenleri

“Asya krizinin çıkmasının asıl nedeni finans zayıflığı olduğunda fikir birliği vardır[46].” Tayland’da cari açığın büyümesi, IMF’nin para istikrarını sağlamaları için önerdiği[47] ulusal paranın Dolar’a sabitlenmesi nedeniyle Thai Baht’ının değer kaybetmesi, dış sermayeyi ülkeye çekebilmek amacıyla sermaye hareketlerini serbestleştirirken bankacılık sektörünün yapılan düzenlemelere uyum gösterememesi temel nedenlerle finansal nitelikli bir kriz meydana gelmiştir[48]. Tayland ulusal para biriminin dolara sabitlenmesi nedeniyle Thai Bahtı Dolar karşısında oldukça değerlenmiş buna bağlı olarak ihracat azalmış ve ülke artan dış ticaret açığı nedeniyle spekülatif, katma değer yaratmadan kısa vadeli kar amacı güden, para akımlarına karşı savunmasız hale gelmiştir. Bu nedenle 2 Temmuz 1997 yılında Tayland hükümeti Baht’ı sabit kur sisteminden serbest değişken kur sistemine geçtiğini açıklamıştır. Bu kararı takiben kısa süre içerisinde Baht değer kaybetmeye başlamış ve dönem sonunda Baht’ın toplam değer kaybı % 45’e ulaşmıştır[49]. Thai Baht’ının değerini hızla kaybetmesi ulusal paradan kaçışlara yol açmış, spekülatif amaçlı ülkeye gelen yabancı sermayenin ekonomik dalgalanmalar nedeniyle ülkeden çıkmaya başlamıştır[50]. Döviz kurunda meydana gelen dalgalanmalar nedeniyle Tayland Borsa’sı da ciddi kayıplar vererek 1997 yılının Temmuz başından Aralık sonlarına kadar 125 puandan 30 puana kadar gerilemiş ve borsada % 76’lık bir kayıp meydana gelmiştir[51]. Tayland parasının değerini kaybetmesi nedeniyle patlak veren finansal kriz şaşırtıcı bir şekilde diğer Doğu Asya ülkelerine de sıçramıştır. Asya Kaplanları, yüksek ve hızlı bir şekilde ekonomik gelişme gösterirlerken birden bire ortaya çıkan krizden etkilenmelerinin başlıca nedenleri sayılmıştır. Bunlar; uzun süre dış borçlanma vasıtasıyla büyüme, dış açıklar, kısa vadeli kaynak girişinin yoğunlaşması (spekülatif amaçlı kaynak girişi), bankacılık sisteminin liberalleşme düzenlemelerine uyum sağlayamaması, mali sistemin yeterince gelişmemesi ve mali şeffaflıktan yoksun olması, rekabet gücünün azalması olarak belirtilmiştir[52]. Tayland’da başlayan develüasyon, ulusal paranın yabancı paralar karşısında değer kaybetmesi, kısa zamanda Malezya, Endonezya ve Güney Kore gibi ülkelere de sıçramış ve 1997 yılı sonuna kadar Endonezya % 80, Güney Kore % 50 oranında ulusal paraları değer kaybına uğramıştır[53]. Singapur’da 1997 yılındaki ekonomik büyüme yüzde 7.8 iken 1998 yılında yüzde 1.5 gerilemiştir[54]. Çin’ deki ekonomik büyüme krizden bir nebze etkilenmiş ancak iç talebin büyüklüğü nedeniyle dış ekonomilere olan az bağımlılığı ve büyük rezervlere sahip bir ülke olması gibi nedenlerle krizden fazla etkilenmemiştir[55]. Japonya, dış ticaretinin önemli bir kısmı gerçekleştirdiği Asya ülkelerine krizden çıkabilmesi için finansal destek sağlamış ve o da krizden etkilenmiştir[56].

2 Güney Doğu Asya Krizinin Sonuçları

1997 yılında Tayland’da başlayıp diğer Güney Doğu Asya ülkelerine sıçrayan Asya Krizi’nin etkili olduğu bütün ülkelerde piyasalar durgunlaşmış, işsizlik oranları yükselmiş, yoksulluk artmış ve sosyal karışıklıklar ortaya çıkmıştır[57]. Krizden etkilenen ülkelerden biri olan IMF kurtarma kredilerine başvurmuştur[58]. Asya krizi ile birlikte gelişmekte olan ülkelere güvenini kaybeden yabancı sermaye artık daha güvenli gördüğü başta Amerika Bileşik Devletleri olmak üzere gelişmiş ülkelere yönelmiştir[59]. Üretiminin büyük bir kısmını ithal ara malı kullanarak yapan bu ülkeler, paralarının devalüasyona uğraması nedeniyle ithal ara malı pahalı hale gelmiş ve üretim maliyetleri yükselmiştir[60].

Rusya Krizi

Sovyet Rusya’nın 1991 yılında dağılması ile birlikte planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine entegre olmaya çalışan Rusya Federasyonu özelleştirme çabalarına hız vermiş ve 1997 yılı sonu itibariyle Rusya Federasyonu’ndaki toplam işletmelerin yüzde 80’inin özel sektöre ait olduğu tahmin edilmiştir[61]. Serbest piyasa ekonomisine geçmenin bir gereği olarak dış ticaretlerini de serbestleştirmişlerdir[62]. Piyasanın ve dış ticaretin serbestleşmesi ile zengin doğal kaynaklara sahip olan Rusya yabancı sermayenin ilgi odağı olmuştur[63]. 1997 yılı Temmuz ayında Güney Doğu Asya ülkelerini vuran krizden sonra gayrisafi milli hasılasının yüzde 8.2 oranındaki bütçe açığı ve kısa vadeli borçları olan Rusya’ya çevrilmiştir[64]. Asya krizinin etkisi geçmeden 17 Ağustos 1998 yılında Rusya moratoryum ilan ederek yaklaşık 45 milyarlık borçlarını ertelemiş ve Rusya Federasyonu Merkez Bankası Ruble’nin devalüe edileceğini ilan etmiştir[65]. Bu açıklamadan sonra Ruble Dolar karşısında yaklaşık % 34 değer kaybederek 6.5 bandından 9.5’ lara gerilemiştir[66]. Ruble’nin 17 Ağustos- 7 Eylül tarihleri arasında karaborsada değer kaybı % 70’lere kadar yükselmiş sonrasında gelen müdahalelerle % 50’lere gerilemiştir[67]. Ayrıca dış borçlarını ödeyebilmek amacıyla 90 günlük moratoryum ilan etmiş ve kısa vadeli borçlanma kağıtlarının ödemelerini de ertelemiştir.[68] Böylece ekonomiyi derinden etkileyecek ekonomik krizin fitili ateşlenmiştir.

1 Rusya Krizi’nin Nedenleri

17 Ağustos 1998 yılında Rus hükümetinin aldığı devalüasyon ve moratoryum (Devletin mali açıdan iflası söz konusu olduğunda gerek iç gerekse dış borç ödemelerinin geçici bir süreliğine durdurulması ve alacaklı ile borçlu devlet arasında yeni bir anlaşma yapılarak borç şartlarının değiştirilmesidir[69].) kararları ile başlayan Rusya krizinin temel nedenini kısa vadeli borçlarının yüksek olmasıdır[70]. Bunun dışında beklenen vergi gelirlerinin elde edilememesi, petrol fiyatlarının ucuzlaması nedeniyle ihracat rakamlarında meydana gelen kayıplar nedeniyle oluşan bütçe darboğazları, IMF’nin azalan finansman desteği ile ABD’nin Rusya’ya yeni yardımlara sıcak bakmaması nedeniyle daralan dış finansman kaynakları, alınan dış borçların diğer borçları ödemek için kullanılması, işsizlik rakamlarının artması ve ödenemeyen maaşların 11 milyar dolara ulaşması gibi bir çok neden sıralanabilir[71]. Bütün bu sorunlar nedeniyle Rusya’da devalüasyon beklentisi artmış ve uluslararası kredi kuruluşları Rusya’nın kredi notlarını peş peşe düşürülmüştür[72]. Ayrıca Rusya’daki yatırımlarının önemli bir kısmının kısa vadeli kar amacı güden ve en ufak bir ekonomik dalgalanmada dışarıya kolayca “sıcak para” şeklinde olması nedeniyle endişeler daha da artmıştır[73]. “Gerçekten de 1997 yılında Rusya’ya 6.2 milyar dolar doğrudan yatırım yapılırken portföy yatırımları 10.5 milyar dolar olmuştur.[74]” Artan dış borçlar ve azalan gelirler dış borçların ödenmesini daha da zorlaştırmıştır. Kriz riskine karşı alınan önemlere devam edilmiş ancak paranın devalüe edilmesi ve moratoryum kararı alınmasını engelleyememiştir.

2 Rusya Krizinin Sonuçları

Krizle beraber ülkedeki bankacılık ve ödemeler sistemi çökmüştür[75]. Rus hükümetine, Rubleye ve Rus bankalarına karşı bir güvensizlik tutumu oluşmuştur[76]. Dış ticarette bankaların ödeme işlemine aracılık ettiği akreditif işlemleri azalmış takas yoluyla dış ticaret ön plana çıkmıştır[77]. Spekülatif amaçlı gelen sermaye ülkeden hızla kaçarken, yabancı sermayenin Rusya’da yatırım yapma isteği azalmıştır[78]. Rusya krizi ile döviz sıkıntısı da ortaya çıkmıştır[79]. Krizle birlikte işçi çıkarımları artmış, maaşlar geç ödenmiştir[80]. Krizden orta sınıf büyük bir darbe alarak toplumdaki sınıflar arasında ekonomik fark artmıştır[81].

2001 ARJANTİN KRİZİ

“Arjantin siyasal tarihindeki istikrarsızlıklar ve ekonomi politikalarındaki sürekli değişmelerle tanınan Latin Amerika’nın önemli, fakat buna rağmen krizlerden kurtulmayan ülkesidir. Ülkede ortaya çıkan krizler sadece son yıllarda değil, yirminci yüzyılın başından beri ardı ardına gelmiştir. Çok sayıda iktisadi kriz deneyimi ile karşı karşıya kalan Arjantin aynı zamanda politika yapıcılar açısından önemli dersler çıkarılabilecek bir model ülke olarak ele alınmıştır.”[82]

1 Krizin Gelişimi

Birinci Dünya Savaşı’ndan önce, Arjantin, yatırım için bir fırsatlar ülkesi olarak görülmekte hatta “Bir Arjantinli kadar zengin” sözü Avrupa’da yaygın olarak kullanılmaktaydı.[83] “Arjantin ekonomisi 1920’lerde kişi başına milli gelir sıralamasında dünya ekonomileri içinde ilk 10 ülke arasında yer alırken, takip eden 60 yıl içinde sürekli gerileyen bir performans göstermiştir.”[84] Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşmeye başlaması Arjantin’i olumsuz etkilemiş fakat yapılan devalüasyon ile dünya’nın en büyük et ihracatçısı konumuna gelmiş olan Arjantin’in ekonomisi 1930’larda yeniden toparlanmaya başlamıştır.[85] Avrupalılar iş olanakları daha fazla olduğu için Arjantin’e göç etmeye başlamıştır.[86] Ancak 1940’larda ekonomi yavaş yavaş kötüleşmeye başlamıştır. 1946’da göreve gelen yeni hükümet birçok teşebbüsü kamulaştırmış, dış ticarette devlet müdahalesini arttırmış[87], İthalat üzerindeki kısıtlamalar, yurt içinde verimsiz sanayi kollarının yaşamasını sağlamıştır.[88] Bütçe açıkları artmış, açıkları kapatmak için para basma yoluna gidilmiş, bu durum enflasyonun artmasına neden olmuştur. Bu korumacı politikalar 1970’lerin sonunda Arjantin’i krize sürüklemiş, enflasyon artmış, ulusal para hızla değer kaybetmiştir.[89]

Şekil 2. Arjantin Enflasyon Oranları (Ortalama) Kaynak: Suzan Ergün, 2010, s. 7
[pic]

“1982 yılında başlayan ve 2,5 ay süren Falkland Savaşı, ardından gelen Meksika’nın yaşadığı borç krizi tüm Latin Amerika ülkelerini etkilediği gibi Arjantin’i de etkilemiş, ülke ekonomisindeki istikrarsızlık kronik hale gelmiştir. Bu durum Arjantin’in uzun yıllar bütçe açıklarını kapatmak için para basma yoluna gitmesine ve hiper enflasyon sürecinin yaşanmasına neden olmuştur. [90] Falkland Savaşı’nın kaybedilmesiyle o dönemde askeri hükümet tarafından yönetilen Arjantin’de hükümet düşmüş, sivil hükümet iktidara gelmiştir. “Austural” adı verilen yeni bir para birimi dolaşıma sokularak enflasyonu düşürme girişimi de başarısızlıkla sonuçlanmış, 1989 ciddi bir hiperenflasyon baş göstermiş, fiyatlar yılda %3000 artmıştır.[91] 1989’da yeni başkan Carlos Menem göreve başlamıştır. Carlos Menem tamamen çökme aşamasına gelen ekonomiyi kurtarmak için Maliye Bakanı Cavallo ile beraber australı dolara sabitleyen bir radikal planı uygulamaya (1991-1996) koymuştur.[92] Konvertibilite adı verilen bu program ile; Austral ile pezo yer değiştirmiş[93] ve pezo ile ABD doları arasındaki parite sabitlenmiştir. [94] Dolaşımdaki her pezo 1 dolarlık döviz rezerviyle desteklenmiş, birisi dolar karşılığında pezo almak istemedikçe para basılmaması yasayla güvence altına alınmıştır.[95] Otomobil, tekstil ve ayakkabı dışındaki bütün ithalat kotaları, ihracat gümrük vergileri kaldırılarak dış ticaretin serbestleştirilmesi yoluna gidilmiştir.[96] Kamu sektörünün özelleştirilmesine hız verilmiş, devletin sahip olduğu petrol şirketi bile özelleştirilmiştir.[97] Bankacılık reformu yapılmıştır.[98]

Şekil 3. Arjantin 1989-2000 Dönemi TÜFE ve GSYİH Oranları Kaynak: Suzan Ergün, 2010, s. 10 [pic]

2 Krizin Nedenleri

Konvertibilite planı ilk yıllarda çok hızlı bir başarı göstermiş, enflasyon ilk 3 yıl içinde hızla düşmüş, GSYH yükselmiştir. Yabancı sermaye akışı yeniden başlamıştır. Program 2001 yılına kadar sürdürülmüş, ilk yıllarda ekonomide yaşanan olumlu gelişmeler daha sonra plan çerçevesinde etkin bir para politikası yürütülememesi sonucu ekonomide daralma görülmeye başlanmıştır.[99] Sabit döviz kuru Meksika’da da olduğu gibi enflasyonu kontrol altına almış fakat bu süreçte “reel döviz kuru yükselmiş cari işlemler hesabı önemli ölçüde açık vermiştir.[100]

Şekil 4. Arjantin Reel Efektif Döviz Kuru ve Cari İşlemler Dengesi (1991-1999) Kaynak: Suzan Ergün, 2010, s. 11

[pic]

Pezo-ABD doları eşitliği, Arjantin’nin dış ticaretinin ABD’den çok, Avrupa Birliği ve Brezilya ile olması nedeniyle olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Doların Euro karşısında hızla yükselmesi, Rusya’daki krizden etkilenen Brezilya’da realin devalüasyonuna gidilmesi, Arjantin mallarını Avrupa pazarına kıyasla pahalılaştırmış, rekabet gücünü zayıflatmıştır.

Şekil 5. Arjantin TÜFE ve GSYİH Oranları (1999-2007) Kaynak: Suzan Ergün, 2010, s. 12 [pic]

GSYİH 2000, 2001, 2002 yıllarında ardarda negatif yönde seyretmiş,[101] ekonomi geriledikçe yabancı yatırımcılar paniğe kapılmış ülkeden sermaye kaçışı başlamıştır, bu durum bankacılık krizine yol açmıştır.[102] IMF dalgalı döviz kuruna geçilmesini istemiş ancak Arjantin kabul etmemiştir.[103] “Aralık 2001’de mevduatlar kısmi olarak durdurulmuştur. Arjantin’in program kriterlerini yerine getirmediğini gören IMF ödemelerini durdurma kararı almıştır. Aralık ayının sonuna doğru borçlarının bir kısmını ödeyemeyeceğini duyuran Arjantin, Ocak 2002’ye geldiğinde konvertibilite rejimine tamamen son verdiğini açıklamıştır. Bu süreçte peso keskin bir değer kaybı yaşamış, ekonomi önemli oranda daralmıştır.”[104]

3 Krizin Sonuçları

Arjantin’deki çoğu işletmelerin ve bireylerin borçlanması dolar cinsinden olduğu için artan dolar değeri çoğunlukla iflaslarla sonuçlanan bir felakete yol açmıştır.[105] 2002 yılında GSYİH yaklaşık %11 oranında gerilemiş, enflasyon ise %41 oranında yükselmiştir. Arjantin halkının neredeyse %20’si işsiz kalmış, bankalardaki paralarını alamamıştır.[106] 1988-2002 arasında ekonomi toplam %18 gerilemiştir.[107] 2003’ten itibaren, hükümetin dış borçları karşılığında dolar başına yalnızca 30 cent ödediği bir anlaşmanın da yardımıyla ekonomi toparlanmaya başlamıştır.[108] İzleyen 5 yıl içinde GSYİH, sanayi üretimi, ithalat, ihracat artmış, enflasyon gerilemiş, işsizlik azalmıştır.

KASIM 2000 - ŞUBAT 2001 TÜRKİYE KRİZİ

1 Krizin Gelişimi

1980’ler öncesi Türkiye finansal piyasaları yoğun bir şekilde baskı altında bulunmaktadır. Finansal korumacılık dönemi olarak tanımlanan bu dönemde sermaye hareketleri ve dış ticaret işlemlerinde kısıtlamalar bulunmakta, sabit döviz kuru sistemi uygulanmaktadır.[109] 1977-1980’de ödemeler dengesi sorunu ile artan ekonomik istikrarsızlığa politik istikrarsızlık da eklenince[110] yapısal reformlara ihtiyaç duyulmuştur. “Türkiye ekonomisi, 24 Ocak 1980 tarihli yapısal uyum programları ile küreselleşme, finansal liberalizasyon, özelleştirme, devletin küçülmesi, döviz kuru – faiz oranları ve sermaye hareketlerinin serbestleşme sürecine başlamıştır”.[111] Bu kararlarla kısa vadede, enflasyonun düşürülmesi, ödemeler dengesi sağlanması, uzun vadede ise dışa açık bir ihracat politikası benimsenmiştir. Böylece Türkiye’de liberalizasyon süreci başlamış, “ekonomide fiyat yapısının sadece yurt içinde değil, yurt dışı piyasalar yoluyla belirlenmesi benimsenmiştir.” [112] İthalat kısıtlamaları kaldırılmış, mal piyasalarında fiyat kontrolleri bırakılmış, faiz oranı ve döviz kuru aşamalı olarak serbest bırakılmıştır. Genel anlamda küresel ekonomiye entegre kararı alınmış fakat Türkiye Dünya ekonomi bütünleşmesinin gerisinde kalmış, hedeflediği noktaya ulaşamamıştır.[113] Sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi faiz oranlarının yükselmesine neden olmuş, TL döviz karşısında değer kazanmıştır, bu durum ithalatı arttırmış, kredi stoku büyümüş, reel sektör yatırımlarının düşmesi, ithalatı tüketim malları üzerinde yoğunlaştırmıştır. Tüm bu olumsuzluklar cari açığın ciddi oranda artmasına sebep olmuş ve iç ve dış borçlanma artmıştır. [114] 1994 yılında ekonomik krize girilmesiyle 5 Nisan kararları olarak anılan kararlar uygulamaya konulmuştur. TL’ye istikrar kazandırmak, enflasyonu düşürmek, ihracatı arttırmak gibi kısa vadeli hedefleri olan bu kararlar başarılı olduysa da uzun vadeli hedefi olan ekonomide yapısal dönüşümü gerçekleştirmede başarılı olamamış, netice de 2000 ve 2001’de Türkiye yeniden krize sürüklenmiştir.[115]

2 Krizin Nedenleri

Türkiye 22 Kasım 2000 ve 21 Subat 2001 krizlerinin daha önceki krizlerden farkı kapsamlı bir istikrar programının uygulandıgı dönemlerde ortaya çıkmış olmasıdır.[116] 1999 yılında, IMF ile yapılan anlaşma çerçevesinde büyüme oranının her üç yılda %5-6 aralığında gerçekleşmesini hedefleyen bir enflasyonla mücadele programı uygulamaya konmuştur. 2000 yılında program hedefleri tutturulmuş fakat 2000 yılının sonlarına doğru enflasyon program hedefini aşarak TEFE’de %32.7 ve TÜFE’de %39’a ulaşmıştır. Bu durum kur markasının açılmasına, cari işlemler açığının artmasına ve devalüasyon beklentilerinin doğmasına neden olmuştur.[117] Merkez Bankası devalüasyon beklentisiyle ortaya çıkan olumsuz ekonomik durumu, çok yüksek faiz oranları, önemli döviz rezervleri kayıpları ve IMF’den alınan 7,5 milyar dolar büyüklüğündeki kredi ile atlatabilmiştir fakat ekonomi gelebilecek yeni bir saldırıya karşı zayıf düşmüştür.[118] TL’nin aşırı değerlenmesi ve 2000 yılında sağlanan kredi ile ekonomi %7 gibi yüksek düzeyde büyümesi ithalatın %23 artmasına, buna karşın ihracat artışının %2.2 seviyesinde kalmasına neden olmuştur. Kredi faizlerin hızla düşmesiyle tüketici kredileri %300 artmıştır.[119] Şubat 2001’de Milli Güvenlik Kurulu Toplantısı’nda Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Başbakan Bülent Ecevit’e anayasa kitapçığı fırlatmasıyla zaten zayıflamış olan ekonomi alt üst olmuş, kriz ortaya çıkmıştır.

3 Krizin Sonuçları

Merkez Bankasının piyasalara yaklaşık 6 milyar Dolarlık müdahalesine rağmen spekülatif atağın durdurulamaması üzerine, sabit döviz kuru rejimi terk edilerek Şubat 2001 ‘de Türk Lira’sının değeri Dolar karşısında serbest dalgalanmaya bırakılmıştır.[120] Son iki kriz ile faiz oranlarının aşırı yükselmesi, vade uyumsuzluğu olan bankaların fonlaşma zararlarını arttırmış, portföylerinde bulundurdukları menkul kıymetlerin de değer kaybetmesine yol açmıştır. TL’nin hızla değer kaybetmesi, yüksek açık pozisyonla çalışan bankaların önemli boyutta kambiyo zararı ile karşı karşıya kalmıştır. Faiz oranlarının aşırı artışı ve finansal sektörün yapısındaki bozulma geri dönmeyen kredilerin oranını arttırmıştır.[121] 22 Kasım krizinde yaklaşık 1.5 milyar dolarlık sıcak para yurt dışına çıkmış takip eden günlerde de bu çıkış devam etmiştir. 06 Aralık tarihi itibariyle yurt dışına çıkan yabancı sermaye miktarı 7 milyar doları bulmuştur.[122] Bu yüksek döviz talebi bankaların nakit ihtiyacı sebebiyle ödemeler sisteminin kilitlenmesine yol açmıştır. Gecelik faizler 5000-7500 gibi oranlara fırlamıştır. Hükümet %144 faizle borçlanmak zorunda kalmıştır. [123]

Mortgage Krizi (Küresel Ekonomik Kriz )

Amerika Bileşik Devletleri’nde 2007’nin Ağustos ayında “Subprime Mortgage” kredi taksitlerinin geri ödemelerinin aksamaya başlamasıyla Mortgage piyasası başta olmak üzere bütün finans sektörü bu aksamadan etkilenmiş, sorun zamanla likidite[124] krizine dönüşerek bütün dünyayı etkileyen küresel çaplı bir kriz yaşanmıştır[125]. Ayrıca Mortgage kredileri teminat gösterilerek çıkarılan menkul kıymetler ile kredi türev ürünlerinin risklerinin yanlış değerlendirilmesi ve finansal denetim eksiklikleri[126] tüm finans kurumlarını etkileyecek olan krizi daha da derinleştirmiştir[127]. Başta ABD olmak üzere tüm gelişmiş ülkeler gelmiş geçmiş en büyük bankacılık iflasıyla karşı karşıya kalmışlardır[128]. Serbest piyasa ekonomisini savunan kapitalist devletler, iflasın eşiğindeki kurumları kamulaştırmışlar ve daha önceden hayal bile edemeyecekleri şekilde piyasaya müdahalelerde bulunmuşlardır[129].

1 Küresel Ekonomik Kriz’inin Ortaya Çıkış Nedenleri

2007 yılında konut sektöründe patlak veren krizin nedenlerine değinmeden önce krizin oluşmasına zemin hazırlayan bazı durumlar vardır. Bunlardan ilki Amerikan Merkez Bankası’nın 2001-2004 yılları arasında ekonomik durgunluk (resesyon) tehdidine karşı uyguladığı düşük faize dayanan genişletici para politikalarıdır[130]. FED’in izlediği bu politika bankacılık sektörünün kredi verme davranışlarını oldukça etkilemiştir[131]. İkincisi ise; yatırım bankaları ve ticari bankaların görevlerinin birbirinden ayrıldığı bir kanun olan “ Glass-Steagall Act”in 1999 yılında Clinton hükümetince yürürlükten kaldırılmasıdır[132]. Kanunun yürürlükten kaldırılmasıyla yatırım bankaları ve ticari bankalar, tüm ticari ve finansal faaliyetler bakımından birbirine eşit konuma gelmişlerdir. Dolayısıyla sermaye yapıları “güçlü” görünen büyük yatırım bankaları da bir çeşit “piyasa yapıcılığı (market maker)” rolü üstlenerek uygulanmakta olan sürecin lideri haline gelmişlerdir[133]. Kriz patlak verdiğinde ise en büyük yarayı alanlar, bilançolarında “toksik kağıtları (zehirli, banka aktifleri içinde değeri olmayan)” barındıran bu yatırım bankaları olmuştur[134]. Bankacılık sektörü, bilançolarında atıl durumda olan fonlardan kar elde etmek amacıyla, aldıkları kredileri geri ödeme olasılıkları çok düşük olan kişilere kredi vermesi Mortgage Krizi’ni oluşturan ilk basamaktır. Düşük gelirli kimselere verilen kredilere “Subprime (eşikaltı) mortgage” kredilerileri de denmektedir.[135] Bankaların düşük gelirli kimselere kredi vermesinin altında FED’in 2004 yılına kadar uyguladığı düşük faiz politikalarıdır. Düşük faizlerin teşvik edilmesiyle “ Mortgage” olarak bilinen değişken faizli ve uzun vadeli konut kredileri yoğun olarak kullanılmıştır. Kişilere bu krediler sağlanırken kişilerin gelir durumu, kredi geçmişi, borcu geri ödeyebilme gücü ve borcun ödenmemesi durumunda aranacak teminat şartları göz ardı edilmiştir. Konut finansman kredilerini(mortgage) kullanan tüketiciler düşük oranlı ancak aynı zamanda değişken faizli olan bu kredilerin riskini tam olarak anlamadan bu kredilere yoğun talep göstermişlerdir. Yoğun talebin bir diğer nedeni de ABD hükümetinin dar gelirli ailelerin konut sahibi olabilmesi için subprime mortgage kredilerini teşvik etmesi ancak kişiler bu teşviği bir hak olduğunu zannetmişlerdir[136]. Düşük-değişken faizli konut kredilerine olan yoğun talep nedeniyle konut fiyatları da gerçek değerlerinin çok üstüne çıkmış ve piyasada şişirilmiş (balon) konut fiyatları oluşmuştur. Konut piyasasında hızla artan fiyatlara rağmen insanlar düşük faizlere itimat ederek gelirlerinin üzerinde borçlanmaya devam etmişlerdir. FED, 2004 yılında oluşan enflasyonist ( fiyatlar genel seviyesinin hızla yükselmesi) baskılar nedeniyle iki yıllık dönemi kapsayacak şekilde faiz oranları artırımına gitmiştir. Bu durum değişken faizle borçlanan kesimin kredi taksitlerini ödemelerini zora sokmuş ve teminat gösterilen konutlar satılmaya başlayınca konut fiyatları da düşmeye başlamıştır. Yükselen konut fiyatları ve faiz oranları nedeniyle bireylerin servetlerinde ciddi bir kayıp meydana gelmiştir. Bankalar bir yandan kredi talebinde bulunan herkese kredi sağlarken diğer taraftan tek teminatı konut olan kredileri menkulleştirerek “Mortgage kağıtları” olarak bilinen bu kağıtları piyasaya ihraç etmişlerdir. Başka bir deyişle, verilen mortgage kredisi karşılığında konut üzerine ipotek konulmakta daha sonra banka konut bedeli karşılığında piyasaya menkul kıymet ihraç edilmektedir[137]. İhraç edilen kağıtlar aracı kurumlara ya da doğrudan yatırım amaçlı yerli veya yabancı yatırımcılara uzun vadeli olarak satılmıştır[138]. Konut kredilerinin menkulleştirilmesi yoluyla yaratılan fonlar, büyük ticari ve yatırım bankalarının güvencesiyle yatırım bankaları tarafından piyasaya ihraç edilmiştir. Böylece bankalar verdikleri ve verecekleri konut kredilerinin finansmanını ve sürekliliği sağlamışlardır[139]. Yükselen faiz oranlarına bağlı ödenemeyen kredi taksitleri nedeniyle konut fiyatlarının düşmesi sonucu bu kağıtların değeri de düşmeye başlamıştır. Değeri düşen bu kağıtlar bankaların bilançolarını olumsuz yönde etkilemiştir. Bankalar, belli bir süre geçtikten sonra bozulan bilançolarının farkına varmıştır. Zamanında farkına varamamasının nedeni olarak finansal tabloların gereği gibi denetlenmemesi ve gözetlenmemesi gösterilmektedir. Bankaların bilançolarını denetlemede yetersiz kalmasının yanında finansal otoriteler kredi piyasasında bir daralma yaşanmaması için gerekli denetim ve düzenlemeleri yapmaktan kaçınmış piyasanın kendiliğinden dengeye geleceği yönünde beklenti içerisine girmişlerdir[140]. Değeri düşen kağıtlardan kaçışın başlamasıyla mortgage kağıtlarına dayanan sistem çökmüş ve özellikle yatırım bankalarını etkilemek suretiyle kredi daralmasına yol açmıştır. Daralan krediler nedeniyle piyasada azalan para miktarı bir likidite sorununa dönüşmüştür. Konut talebinin düşmesiyle mortgage piyasasıyla doğrudan ilişkili olan inşaat sektörü de bu düşüşten etkilenmiştir[141]. ABD’de 2007 yılında, mortgage krizi nedeniyle finans, sigorta, gayrimenkul, inşaat ve madencilik sektörlerinin büyüme hızları yavaşlamış bu durum ekonominin genel büyüme hızını da yavaşlatmıştır[142]. Dolayısıyla finans sektöründe ortaya çıkan kriz, reel sektörü de etkisi altına alarak küresel ekonomik bir krize dönüşmüştür[143].

2 Küresel Ekonomik Krizin (Mortgage Krizi’nin) Sonuçları

Mortgage kredilerinin geri ödemesinde yaşanan sıkıntılar önce finans daha sonra reel sektörü etkisi altına alarak Mortgage krizi tüm dünyayı etkisi altına alan küresel bir ekonomik krize dönüşmüştür. FED’in enflasyonist baskı nedeniyle yükselttiği faizler Mortgage kredilerini geri ödenemez hale getirmiş, hem finans sektörü hem de reel sektörün büyüme hızları yavaşlamış ve durgunlaşan piyasada likidite sorunu ortaya çıkmıştı. FED likidite sorununu gidermek ve ekonomiyi canlandırmak[144] için 2008 yılından itibaren faiz oranlarını düşürmeye başlamıştır[145]. 2008 yılının Ocak ayında yüzde 7,25 (prime rate) olan faiz oranları aynı yılın Aralık ayında yüzde 4 (prime rate)’e çekilmiştir. FED faiz indirimlerini 2008 yılında tekrar indirerek günümüze kadar yüzde 3.25 oranına sabitlemiştir[146]. FED’in faiz indirimlerine gitmesinin diğer bir amacı da bankacılık sektörünün borçlanma maliyetlerini düşürerek mortgage kredilerinden kaynaklanan sorunları azaltmaya çalışmasıdır[147]. Yapılan faiz indirimleri sorunların çözümünde yetersiz kalması üzerine, hükümet daha geniş kapsamlı olan kurtarma planlarını (bailout) devreye sokmuştur[148]. Kurtarma planının içeriği hisse alımı yoluyla sermaye koyma, değeri düşen varlıkları, batık kredileri satın alma, sermaye benzeri kredi verme, vergi indirimi, sosyal amaçlı harcamaların arttırılması, altyapı projelerine girişim gibi önlemlerden oluşmaktadır[149]. Kurtarma planları ABD bütçesine yaklaşık 3 trilyon dolarlık ek maliyet getirmiştir[150]. Mortgage krizi ile ABD’nin cari açığı 2007 yılı sonu itibariyle 811,5 milyar dolara ulaşmıştır[151]. Daralan ekonomi nedeniyle işsizlik oranları da artmış, 2006 yılında yıllık ortalama yüzde 4,4 olan işsizlik oranı 2007 yılında yıllık ortalama yüzde 5 ve 2008 yılında yüzde 5,8[152] olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik oranlarını aylık olarak daha yakın incelediğimizde 2007 yılından itibaren artmaya başlayan işsizlik rakamları 2009 yılının kasım ayında en yüksek seviyesine ulaşmıştır.

Tablo 3: ABD işsizlik oranları (16 yaş ve üzeri) Kaynak: http://data.bls.gov/timeseries/LNS14000000

Year |Jan |Feb |Mar |Apr |May |Jun |Jul |Aug |Sep |Oct |Nov |Dec | |2006 |4,7 |4,8 |4,7 |4,7 |4,6 |4,6 |4,7 |4,7 |4,5 |4,4 |4,5 |4,4 | |2007 |4,6 |4,5 |4,4 |4,5 |4,4 |4,6 |4,7 |4,6 |4,7 |4,7 |4,7 |5,0 | |2008 |5,0 |4,9 |5,1 |5,0 |5,4 |5,6 |5,8 |6,1 |6,1 |6,5 |6,8 |7,3 | |2009 |7,8 |8,3 |8,7 |8,9 |9,4 |9,5 |9,5 |9,6 |9,8 |10,0 |9,9 |9,9 | |2010 |9,7 |9,8 |9,8 |9,9 |9,6 |9,4 |9,5 |9,6 |9,5 |9,5 |9,8 |9,4 | |2011 |9,1 |9,0 |8,9 |9,0 |9,0 |9,1 |9,1 |9,1 |9,0 |8,9 |8,7 |8,5 | | Finansal krizin reel ekonomiye siyaret etmesi nedeniyle ABD başta olmak üzere tüm dünyada ekonomilerinde büyüme oranları düşmüştür[153]. 2007 yılının son çeyreğinden itibaren küresel çapta düşen büyüme oranları 2008 yılının ortalarında sıfırın altına inmiştir. Dünya ekonomisi, 2009 yılının başında yüzde -6,27 dibe vurarak küçülmeye devam etmiştir. Aynı dönemde, gelişmiş ülkelerde küçülme yüzde -8,31 gerçekleşirken gelişmekte olan ve yükselen ekonomilerde küçülme yüzde -3,11 olarak kaydedilmiştir. 2009 yılının sonunda itibaren dünya ekonomisi toparlanmaya başlamış ve büyüme oranları pozitife dönmüştür.

Şekil 6: Küresel Gayrisafi Yurtiçi Hasıla Büyüme Rakamları Kaynak: http://web.inonu.edu.tr/~ozal.congress/pdf/64.pdf (IMF,2010:1) [pic]

Konut fiyatlarındaki yükselme krize neden olan bir faktör iken krizin yarattığı etkiyse düşmeye başlamıştır[154]. Mortgage kredilerinin ödenememesi nedeniyle satışa çıkarılan konutlarla birlikte konut arzı artmış ve fiyatlar da buna bağlı olarak azalmıştır. Finansal kriz sonucunda gelişmiş ülkelerde regülasyon talepleri artmış, piyasanın kendiliğinden dengeye gelemeyeceği ve piyasaya müdahale ile gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği ortaya çıkmıştır[155].

SONUÇ

Küreselleşme ile ticaretin serbestleşmesi hız kazanmış, uluslararası sermayenin dolaşımı gün geçtikçe artmıştır. Bu nedenle özellikle liberalizasyon politikasının Dünya’da yaygınlaştığı 1980’li yıllardan itibaren ülkelerin iç finansal sistemleri dış piyasalardaki hareketlenmelere, kısa süreli sermaye giriş çıkışlarına çok duyarlı hale gelmiştir. Özel sermayenin ülkeler arasında dolaşımının artmasıyla bankacılık sektörünün önemi de artmış, bankacılık sektörü krizlerden etkilenir hale gelmiştir.[156] 1980’den beri Dünya Bankacılık sisteminde 67 kriz olmuş, bu krizlerin 52’si gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşmiştir.[157] Son 20 yılda gerçekleşen ekonomik krizlerin ortak sebeplerini incelersek; genellikle yanlış yürütülen hükümet politikaları, sabit döviz kuru sistemi kullanılmasının zamanla ülke para değerinin, reel değerlerin üzerine çıkarak aşırı değerlenmesine neden olmuş ve beraberinde ülke mallarının uluslararası pazarda rekabet gücünü azaltarak ihracatı daraltmış, ithalatı arttırmıştır. Bunun durum, cari işlem açığının yüksek oranda artması, ülkelerin yüksek faizle borçlanmaya gitmesi veya hali hazırda bulunan borçlarının döviz kurundaki dengesizlik nedeniyle fahiş rakamlara ulaşmasını beraberinde getirmiş, oluşan olumsuzluklar sonucu enflasyon yükselmiştir. Öncelikle spekülatörler tarafından develüasyon beklentisinin ortaya atılmasıyla ülkeden keskin bir hızla yabancı sermaye çıkışı yaşanmış ve böylece piyasalarda likidite sorunun oluşması, rezervlerin erimesi gibi birbirlerini tetikleyen olumsuz ekonomik gelişmeler baş göstermiştir. “Sonuçta döviz kurunun devalüe edilmesi, yabancı sermaye kaçışını arttırır, ekonomik istikrar için gerekli olan düşük faiz oranları uygulanması yerine, kaybedilen sermayeyi geri kazanmak için faizler yüksek tutulur.”[158] Faiz oranlarının yüksek tutulması kaynakların erimesine neden olmakta, olumsuzlukların önüne geçememektedir. Ülke parasının daha da değer kaybetmesine yol açan bu sebepler ülkelerin derin ekonomik krizler yaşamasına, bu krizlerin, etkileşimde oldukları diğer ülkelere de sıçramasına neden olmaktadır.

KAYNAKLAR

Akgüç, Öztin, “Kriz Nedeni Ve Çıkış Yolları”, s. 6, http://journal.mufad.org.tr/attachments/article/239/1.pdf .

Akın, Faruk Ve Diğerleri, “Küresel Finansal Kriz Ve Bankacılık Sektörü İstihdamı Üzerindeki Etkileri”, Marmara Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, 2009, Cilt:27, Sayı:2, s. 154, http://iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2009_2/akin-ece.pdf .

Aktan, Çoşkun Can ve Şen, Hüseyin ,” Ekonomik Kriz: Nedenler ve Çözüm Önerileri”, Yeni Türkiye Dergisi,2002/1, s. 1, http://www.scribd.com/doc/53058964/EKONOM%C4%B0K-KR%C4%B0Z-NEDENLER-ve-COZUM-ONER%C4%B0LER%C4%B0 .

Alantar, Doğan, “Küresel Finansal Kriz: Nedenleri Ve Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme”, s. 5, http://www.finanskulup.org.tr/assets/maliyefinans/81/Dogan_Alantar_Kuresel_Finansal_Kriz_Nedenleri_Sonuclari_MFY81.pdf .

Alp, Ali. Uluslararası Mali Piyasalardaki Gelişmeler ve Türkiye, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayını, Ankara, 2002 .

Anonim, 22 Kasım 2000 – 21 Şubat 2001 Krizleri Dalgalı Kur Politikasına Geçiş ve Alternatif Kur Politikaları, http://www.belgeler.com/blg/6k8/dalgali-kur-politikasina-gecis-ve-alternatif-kur-politikalari, (08.05.2012) .

Anonim, World Bank, http://www-wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/IW3P/IB/1993/09/01/000009265_3970716142516/Rendered/PDF/multi_page.pdf , s. 15, (25.05.2012).

Anonim, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), “Rusya Krizi Ve Türkiye Üzerine Muhtemel Etkileri”, s. 1, http://ekutup.dpt.gov.tr/dunya/rusya.pdf .

Anonim, http://www.musavirlikler.gov.tr/altdetay.cfm?AltAlanID=368&dil=TR&ulke=USA ,2008 Yıllık Raporu s.10.

Anonim, http://www.moneycafe.com/library/primerate.htm , (25.05.2012) .

Anonim, http://money.cnn.com/news/storysupplement/economy/bailouttracker/ (Sources: Federal Reserve, Treasury, FDIC, CBO, White House
Note: Figures as of November 16, 2009)(08.05.2012).
ARIN, Tülay, “Asya Krizi ve Kriz Yönetiminde Hegemonya”, İktisat Dergisi, Ocak 1998, s. 5-18 ‘den aktaran Aytaç EKER ve diğerleri, “Devlet Borçları”, 4. Baskı, Ankara 2005, s. 111.

Arslan, Mustafa, “1929 Büyük Buhranı ve 2007-2008 Küresel Krizi- Keynesyenizm Açısından Bir Karşılaştırma”, s. 71, acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5636/6320.pdf .

BARRO, J. Robert, “Economic Growth In East Asia Before And After The Financial Crisis”, Cambridge 2001, s. 1, http://www.nber.org/papers/w8330.pdf?new_window=1 .

BDDK, “ABD Mortgage Krizi”, Çalışma Tebliği, Sayı:3/Ağustos 2008, s. 1, http://www.bddk.org.tr/websitesi/turkce/Raporlar/Calisma_Raporlari/5176ABDMORTGAGE05082008x.pdf .

Bilge, Orhan , “Ekonomik Krizlerin Yoksulluk Üzerindeki Etkileri”, Ankara 2009, s. 15, http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/upload/mce/2012/genel/ekonomik_krizlerin_yoksulluk_uzerine_etkileri_orhan_bilge.pdf .

Çakmak Şahin, Senem. “Meksika, Asya ve Türkiye Krizleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme”, Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Mülkiye Dergisi, Cilt:3, Sayı: 250

Ergenç, Yunus. ”Ekonomik Krizlerin Nedenleri ve Çözüm Önerileri”, Balıkesir, 2009, http://www.endmuh.com/kariyer/ekonomi/dosyalar/ekonomik_kriz_nedenleri_ve_cozum_onerileri.pdf, (08.05.2012)

Ergün, Suzan. “Arjantin’in Ekonomik İstikrarsızlık Tarihi: İnişler ve Çıkışlar”,
Akademik Bakış Dergisi, Sayı: 20, 2010

Evirgen, Duygu. “Arjantin Krizinin Nedenleri – Sonuçları ve Türkiye Karşılaştırması”, Mevzuat Dergisi, Yıl:7, Sayı: 77, 2004, http://www.mevzuatdergisi.com/2004/05a/04.htm, (08.05.2012)
Hacıhasanoğlu, Burçin. “Meksika 1994 ve Arjantin 2001-2002 Krizlerinin Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye İçin Önemi”, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, 2005.

Hatipler, Mustafa, “Türkiye Ekonomisine Etkileriyle Küresel Finansal Kriz”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, Aralık 2011, s. 191-192, http://sobedergi.trakya.edu.tr/dosyalar/ARALIK_2011.pdf .

Karluk, Rıdvan ve Diğerleri, “GüneyDoğu Asya Ve Rusya Krizi Karşısında Türkiye”, s. 6, http://www.econturk.org/tonus.pdf .

Kızıltaş, Emine, “IMF Tarafından Belirlenen Mali Saydamlık Standartları Bu Standartların Türkiye’de Uygulanabilirliği ve Bu Konuda Yapılması Gereken Düzenlemelere İlişkin Öneriler”, Ankara 2001, s. 2, http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=14712&DOSYAISIM=EKiziltas.pdf .

Koraçor, Zeynep. ”Öğrenen Ekonomi Türkiye: Kasım 2000 - Şubat 2001 Krizinin Öğrettikleri”, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/articles/2006/16/ZKARACOR.PDF, (09.05.2012).

Krugman, Paul. Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Küresel Kriz, çev. Neşenur Domaniç, 6. Baskı, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2010.

Kübalı, Volkan. “1994-1995 Meksika Krizi”, Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi, yıl: 1, sayı:2, 2000.

Mancı, Ali Rıza. “Küreselleşme, Türkiye’nin Ekonomik Küreselleşmesi ve Krizleri”, Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Şanlıurfa, 2006.

Mangır, Fatih. “Finansal Deregülasyonun (1989-2001) Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri”, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/Fatih%20MANGIR/MANGIR,%20Fatih.pdf, (09.05.2012).

Mikail, Elnur Hasan, “Rus Dış Politikası Ve Yeni Çar Putin”, Konya 2007, s. 175, http://www.turansam.org/yeni_carlar_ve_rus_dis_politikasi.pdf .

Narin, Müslüme Ve Diğerleri, “Küresel Krizin Reel Sektör Üzerine Etkileri: Türkiye İmalat Sanayi”, s. 1098, http://web.inonu.edu.tr/~ozal.congress/pdf/64.pdf .

Öztürk, Serdar Ve Diğerleri, “Küresel Finansal Kriz ve Türkiye Ekonomisine Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Y.2010, C.15, S.1, s.377, http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2010_1_19.pdf .

Polatlı, Ahmet. , “Arjantin Krizinin Sebepleri ve Gelişimi”, 2009, http://www.makaleler.com/bilim-makaleleri/arjantin-krizinin-sebepleri-ve-gelisimi.htm, (07.05.2012).

Radelet, Steven and Sachs, Jeffrey, “ the Onset of the East Asian Financial Crisis”, Harvard 1998, s. 10, 17-22, http://www.earthinstitute.columbia.edu/sitefiles/file/about/director/pubs/paper27.pdf .

Seyidoğlu, Halil, “Uluslararası Mali Krizler, IMF Politikaları, Az Gelişmiş Ülkeler, Türkiye Ve Dönüşüm Ekonomileri”, s. 150, http://journal.dogus.edu.tr/ojs/index.php/duj/article/view/171/187

Şen, Ali Ve Diğerleri, “Küresel Krizler Ve Gelişmekte Olan Ülkeler: İstikrar İçinde Büyümenin Zorlukları Nasıl Anlaşılır?”, s. 2269, http://web.inonu.edu.tr/~ozal.congress/pdf/139.pdf .

TIMOTHY, D. Lane, “ The Asian Financial Crisis. What Have We Learned? ”, s. 44-47’den çeviren Lale ALKINOĞLU, “Asya Finans Krizi – Ne Öğrendik ?”, s. 67, http://www.iibf.deu.edu.tr/dergi/2000_1_6.pdf .

ÜLGEN , Gülden , “İkinci Yılında Küresel Kriz ve Dünya Ekonomisi”, Banka ve Ekonomik Yorumlar, Yıl: 36, Temmuz-1999 Yusuf BAYRAKTUTAN Ve Diğerleri, “IMF İstikrar Politikalarının Doğu Asya’da Ekonomik Performans Sonuçları” s. 11’den aktaran Hilmi BAYRAKTUTAN ve diğerleri http://kosbed.kocaeli.edu.tr/sayi3/bayraktutan.pdf s. 9 .

Ünal, Mustafa Cem, “Rus Dış Politikasında Enerjinin Rolü Ve AB Enerji Politikasına Etkisi”, Ankara 2011, s. 18, http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=20&ved=0CG0QFjAJOAo&url=http%3A%2F%2Facikarsiv.ankara.edu.tr%2Fbrowse%2F6093%2Fmustafa_cem_unal_tez.pdf&ei=K3WlT4XmH4el-gb3ron6Cw&usg=AFQjCNFjhm4wILAymVmbp-fG9GqnavGCeg .

Üstünel, Arzu. “Latin Amerika Mali Krizleri ve Türkiye”, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006

Yürekli, Özlem, “Ekonomik Krizler Açısından Küreselleşme Sürecinin Gelişmekte Olan Ülke Ekonomilerine Etkileri ve Türkiye Örneği”, Isparta 2004, s.105, http://eprints.sdu.edu.tr/171/1/TS00337.pdf .

-----------------------
[1] Orhan Bilge, “Ekonomik Krizlerin Yoksulluk Üzerindeki Etkileri”, Ankara 2009, s. 15, http://www.sosyalyardimlar.gov.tr/upload/mce/2012/genel/ekonomik_krizlerin_yoksulluk_uzerine_etkileri_orhan_bilge.pdf .
[2] A.g.e. , 15.
[3]Coşkun Can Aktan ve Hüseyin Şen, “Ekonomik Kriz: Nedenler ve Çözüm Önerileri”, Yeni Türkiye Dergisi,2002/1, s. 1, http://www.scribd.com/doc/53058964/EKONOM%C4%B0K-KR%C4%B0Z-NEDENLER-ve-COZUM-ONER%C4%B0LER%C4%B0 .
[4] A.g.e. , s. 1-3.
[5] Aykut Kibritçioğlu, “Türkiye’de Ekonomik Krizler ve Hükümetler”, 1969-2001, Yeni Türkiye Dergisi, Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Sayı 41, Eylül-Ekim 2001, s. 174-182, Ankara 2001’den aktaran Orhan Bilge, s. 24 .
[6] Volkan Kübalı, “1994-1995 Meksika Krizi”, Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi, yıl: 1, sayı:2, 2000, s. 1.
[7] Ali Alp, Uluslararası Mali Piyasalardaki Gelişmeler ve Türkiye, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayını, Ankara, 2002, s. 163.
[8] a.g.e., s. 165.
[9] Burçin Hacıhasanoğlu, “Meksika 1994 ve Arjantin 2001-2002 Krizlerinin Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye İçin Önemi”, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, 2005, s. 20.
[10] Kübalı, s. 1.
[11] Hacıhasanoğlu, s. 21.
[12] Paul Krugman, Bunalım Ekonomisinin Geri Dönüşü ve Küresel Kriz, çev. Neşenur Domaniç, 6. Baskı, Literatür Yayıncılık, İstanbul, 2010, s. 24.
[13] Hacıhasanoğlu, s. 21.
[14] Kübalı, s. 1.
[15] Hacıhasanoğlu, s. 28.
[16] Krugman, s. 27.
[17] Kübalı, s. 1.
[18] Hacıhasanoğlu, s. 29.
[19] Krugman, s. 32.
[20] a.g.e., s. 33.
[21] a.g.e., s. 34.
[22] Alp, s. 163.
[23] Hacıhasanoğlu, s. 33.
[24] Kübalı, s.2.
[25] Client E. Smith, International Perspectives on the Mexican Peso Crisis: An Introduction, Lynne Riener Publishers, Colorado, 1996, s.1’den aktaran Ali Alp, Uluslararası Mali Piyasalardaki Gelişmeler ve Türkiye, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayını, Ankara, 2002, s. 163.
[26] Alp, s. 156.
[27] Krugman, s. 38.
[28] Kübalı, s. 2.
[29] Krugman, s. 32.
[30] Krugman, s. 32.
[31] Hacıhasanoğlu, s. 31.
[32] Kübalı, s. 4.
[33] a.g.e., s. 4.
[34] a.g.e., s. 3.
[35] Krugman, s. 36.
[36] Kübalı, s. 3.
[37] Krugman, s. 37.
[38] Kübalı, s. 2.
[39] Krugman, s. 37.
[40] Hacıhasanoğlu, s. 33
[41] Krugman, s. 40
[42] World Bank, http://www-wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/IW3P/IB/1993/09/01/000009265_3970716142516/Rendered/PDF/multi_page.pdf , s. 15.
[43] Steven Radelet and Jeffrey Sachs, “ the Onset of the East Asian Financial Crisis”, Harvard 1998, s. 10, 17-22, http://www.earthinstitute.columbia.edu/sitefiles/file/about/director/pubs/paper27.pdf .
[44] Robert J. BARRO, “Economic Growth In East Asia Before And After The Financial Crisis”, Cambridge 2001, s. 1, http://www.nber.org/papers/w8330.pdf?new_window=1 .
[45] Ülgen, Gülden, “İkinci Yılında Küresel Kriz ve Dünya Ekonomisi”, Banka ve Ekonomik Yorumlar, Yıl: 36, Temmuz-1999 Yusuf BAYRAKTUTAN Ve Diğerleri, “IMF İstikrar Politikalarının Doğu Asya’da Ekonomik Performans Sonuçları” s. 11’den aktaran Hilmi BAYRAKTUTAN ve diğerleri http://kosbed.kocaeli.edu.tr/sayi3/bayraktutan.pdf s. 9 .
[46] Lane D. TIMOTHY, “ Theasian Financial Crisis. What Have We Learned? ”, s. 44-47’den çeviren Lale ALKINOĞLU, “Asya Finans Krizi – Ne Öğrendik ?”, s. 67, http://www.iibf.deu.edu.tr/dergi/2000_1_6.pdf .
[47] Halil SEYİDOĞLU, “Uluslararası Mali Krizler, IMF Politikaları, Az Gelişmiş Ülkeler, Türkiye Ve Dönüşüm Ekonomileri”, s. 150, http://journal.dogus.edu.tr/ojs/index.php/duj/article/view/171/187 .
[48]Emine KIZILTAŞ, “IMF Tarafından Belirlenen Mali Saydamlık Standartları Bu Standartların Türkiye’de Uygulanabilirliği ve Bu Konuda Yapılması Gereken Düzenlemelere İlişkin Öneriler”, Ankara 2001, s. 2, http://www.bumko.gov.tr/TR/Genel/dg.ashx?DIL=1&BELGEANAH=14712&DOSYAISIM=EKiziltas.pdf .
[49] Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, “Asya Ekonomik Krizi, Nedenleri ve Sonuçları”, s. 25, http://www.belgeler.com/indir?id=7a0&key=3b11bf4d0871ee28899e7856186b24d5 .
[50] Emine KIZILTAŞ, s. 2.
[51] Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, s. 25.
[52] Tülay ARIN, “Asya Krizi ve Kriz Yönetiminde Hegemonya”, İktisat Dergisi, Ocak 1998, s. 5-18 ‘den aktaran Aytaç EKER ve diğerleri, “Devlet Borçları”, 4. Baskı, Ankara 2005, s. 111.
[53] Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, s. 24.
[54] Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, s. 30-31.
[55] Özlem YÜREKLİ, “Ekonomik Krizler Açısından Küreselleşme Sürecinin Gelişmekte Olan Ülke Ekonomilerine Etkileri ve Türkiye Örneği”, Isparta 2004, s.105, http://eprints.sdu.edu.tr/171/1/TS00337.pdf . Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, s. 30-31.
[56] Ahmet YÜZBAŞIOĞULLARI, s. 32-33.
[57] Lale ALKINOĞLU, s. 64.
[58] Özlem YÜREKLİ, s. 100.
[59] a.g.e. , s. 108.
[60] a.g.e. , s. 108.
[61] Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), “Rusya Krizi Ve Türkiye Üzerine Muhtemel Etkileri”, s. 1, http://ekutup.dpt.gov.tr/dunya/rusya.pdf .
[62] a.g.e. , s. 1.
[63] Ali ŞEN Ve Diğerleri, “Küresel Krizler Ve Gelişmekte Olan Ülkeler: İstikrar İçinde Büyümenin Zorlukları Nasıl Anlaşılır?”, s. 2269, http://web.inonu.edu.tr/~ozal.congress/pdf/139.pdf .
[64] DPT, s. 3.
[65] Rıdvan KARLUK ve Diğerleri, “GüneyDoğu Asya Ve Rusya Krizi Karşısında Türkiye”, s. 6, http://www.econturk.org/tonus.pdf .
[66]Mustafa Cem ÜNAL, Rus Dış Politikasında Enerjinin Rolü Ve AB Enerji Politikasına Etkisi, Ankara 2011, s. 18, http://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=20&ved=0CG0QFjAJOAo&url=http%3A%2F%2Facikarsiv.ankara.edu.tr%2Fbrowse%2F6093%2Fmustafa_cem_unal_tez.pdf&ei=K3WlT4XmH4el-gb3ron6Cw&usg=AFQjCNFjhm4wILAymVmbp-fG9GqnavGCeg .
[67] Elnur Hasan MİKAİL, Rus Dış Politikası Ve Yeni Çar Putin, Konya 2007, s. 175, http://www.turansam.org/yeni_carlar_ve_rus_dis_politikasi.pdf .
[68] Rıdvan KARLUK ve Diğerleri, s. 6.
[69] Aytaç EKER, s. 246.
[70] a.g.e. , s. 115.
[71] Elnur Hasan MİKAİL, s. 173-174.
[72] Elnur Hasan MİKAİL , s. 174.
[73] a.g.e. , s. 174.
[74] a.g.e. , s. 174.
[75] a.g.e. , s. 176.
[76] a.g.e. , s. 176.
[77] a.g.e. , s. 176.
[78] a.g.e. , s. 176.
[79] a.g.e. , s. 176.
[80] a.g.e. , s. 177.
[81] a.g.e. , s. 177.
[82] Suzan Ergün, “Arjantin’in Ekonomik İstikrarsızlık Tarihi: İnişler ve Çıkışlar”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı: 20, 2010, s. 1
[83] Krugman, s. 28
[84] Hacıhasanoğlu, s. 47
[85] Duygu Evirgen, “Arjantin Krizinin Nedenleri – Sonuçları ve Türkiye Karşılaştırması”, Mevzuat Dergisi, Yıl:7, Sayı: 77, 2004, http://www.mevzuatdergisi.com/2004/05a/04.htm, (08.05.2012)
[86] Krugman, s. 29
[87] Jiri Jonas, “Argentina: The Anatomy of a Crisis,” 2002, s. 6’dan aktaran Suzan Ergün, “Arjantin’in Ekonomik İstikrarsızlık Tarihi: İnişler ve Çıkışlar”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı: 20, 2010, s. 6
[88] Evirgen
[89] Ergün, s. 7
[90] A.g.e. , s. 8
[91] Krugman, s. 30
[92] Ergün, s. 9
[93] Krugman, s. 31
[94] Ahmet Polatlı, “Arjantin Krizinin Sebepleri ve Gelişimi”, 2009, http://www.makaleler.com/bilim-makaleleri/arjantin-krizinin-sebepleri-ve-gelisimi.htm, (07.05.2012)
[95] Krugman, s. 31
[96] Ergün, s. 10
[97] Krugman, s. 30
[98] Ergün, s. 10
[99] Polatlı
[100] Ergün, s. 11
[101] Ergün, s. 12
[102] Krugman, s. 85
[103] Evirgen
[104] Ergün, s. 13
[105] Krugman, s. 85
[106] Ergün, s. 13
[107] Krugman, s. 85
[108] A.g.e., s. 86
[109] Fatih Mangır, “Finansal Deregülasyonun (1989-2001) Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: Kasım 2000 ve Şubat 2001 Krizleri”, s. 463, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/Fatih%20MANGIR/MANGIR,%20Fatih.pdf, (09.05.2012)
[110] Mangır, s. 463
[111] Zeynep Koraçor, ”Öğrenen Ekonomi Türkiye: Kasım 2000 - Şubat 2001 Krizinin Öğrettikleri”, s. 384, http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/articles/2006/16/ZKARACOR.PDF, (09.05.2012)
[112] Mangır, s. 463
[113] Karaçor, s. 386
[114] Arzu Üstünel, “Latin Amerika Mali Krizleri ve Türkiye”, Uludağ Üniversitesi Ssoyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006, s. 143
[115] Mangır, s. 465
[116] Ali Rıza Mancı, “Küreselleşme, Türkiye’nin Ekonomik Küreselleşmesi ve Krizleri”, Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Şanlıurfa, 2006, s. 134
[117] Kutlu Tekin Coşkun, Ekonomik Krizler’den aktaran Yunus Emre Ergenç, ”Ekonomik Krizlerin Nedenleri ve Çözüm Önerileri”, Balıkesir, 2009, s. 35, http://www.endmuh.com/kariyer/ekonomi/dosyalar/ekonomik_kriz_nedenleri_ve_cozum_onerileri.pdf, (08.05.2012)
[118] Ergenç, s. 35
[119] A.e., s. 35
[120] Ergenç, s. 37
[121] A.e., s. 36
[122] Anonim, 22 Kasım 2000 – 21 Şubat 2001 Krizleri Dalgalı Kur Politikasına Geçiş ve Alternatif Kur Politikaları, s. 1, http://www.belgeler.com/blg/6k8/dalgali-kur-politikasina-gecis-ve-alternatif-kur-politikalari, (08.05.2012)
[123] Anonim, 22 Kasım 2000 – 21 Şubat 2001 Krizleri Dalgalı Kur Politikasına Geçiş ve Alternatif Kur Politikaları, s. 2, http://www.belgeler.com/blg/6k8/dalgali-kur-politikasina-gecis-ve-alternatif-kur-politikalari, (08.05.2012)
[124]Mustafa HATİPLER, “Türkiye Ekonomisine Etkileriyle Küresel Finansal Kriz”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, Aralık 2011, s. 191-192, http://sobedergi.trakya.edu.tr/dosyalar/ARALIK_2011.pdf . Serdar ÖZTÜRK Ve Diğerleri, “Küresel Finansal Kriz ve Türkiye Ekonomisine Etkileri”, Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Y.2010, C.15, S.1, s.377, http://sablon.sdu.edu.tr/fakulteler/iibf/dergi/files/2010_1_19.pdf .
[125] http://www.musavirlikler.gov.tr/altdetay.cfm?AltAlanID=368&dil=TR&ulke=USA ,2008 Yıllık Raporu s.10.
[126] Serdar ÖZTÜRK Ve Diğerleri, s. 382. Öztin AKGÜÇ, “Kriz Nedeni Ve Çıkış Yolları”, s. 6, http://journal.mufad.org.tr/attachments/article/239/1.pdf .
[127]BDDK, “ABD Mortgage Krizi”, Çalışma Tebliği, Sayı:3/Ağustos 2008, s. 1, http://www.bddk.org.tr/websitesi/turkce/Raporlar/Calisma_Raporlari/5176ABDMORTGAGE05082008x.pdf .
[128] Serdar ÖZTÜRK Ve Diğerleri, s. 382.
[129] a.g.e. , s. 382.
[130] Mustafa ARSLAN, “1929 Büyük Buhranı ve 2007-2008 Küresel Krizi- Keynesyenizm Açısından Bir Karşılaştırma”, s. 71, acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/5636/6320.pdf .
[131] a.g.e. , s. 71.
[132] a.g.e. , s. 72.
[133] a.g.e , s. 72.
[134] a.g.e , s. 72.
[135] BDDK, s. 1.
[136] BDDK, s. 4.
[137] BDDK, s. 6.
[138] BDDK, s. 6.
[139] BDDK, s. 7.
[140] BDDK, s. 6.
[141] BDDK, s. 33.
[142] Faruk AKIN Ve Diğerleri, “Küresel Finansal Kriz Ve Bankacılık Sektörü İstihdamı Üzerindeki Etkileri”, Marmara Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, 2009, Cilt:27, Sayı:2, s. 154, http://iibf.marmara.edu.tr/dosya/fakulte/iibfdergi_2009_2/akin-ece.pdf .
[143] Faruk AKIN Ve Diğerleri, s. 154. Öztin AKGÜÇ, s. 6.
[144] Mustafa ARSLAN, s. 79.
[145] http://www.moneycafe.com/library/primerate.htm
[146] http://www.moneycafe.com/library/primerate.htm
[147] Öztin AKGÜÇ, s. 8.
[148] a.g.e. , s. 8.
[149] Öztin AKGÜÇ, s. 8.
[150] http://money.cnn.com/news/storysupplement/economy/bailouttracker/ (Sources: Federal Reserve, Treasury, FDIC, CBO, White House
Note: Figures as of November 16, 2009)(08.05.2012)
[151] BDDK, s. 35.
[152] http://www.musavirlikler.gov.tr/altdetay.cfm?AltAlanID=368&dil=TR&ulke=USA 2008 Ülke Raporu, s. 5.
[153]Müslüme NARİN Ve Diğerleri, “Küresel Krizin Reel Sektör Üzerine Etkileri: Türkiye İmalat Sanayi”, s. 1098, http://web.inonu.edu.tr/~ozal.congress/pdf/64.pdf .
[154] Doğan ALANTAR, “Küresel Finansal Kriz: Nedenleri Ve Sonuçları Üzerine Bir Değerlendirme”, s. 5, http://www.finanskulup.org.tr/assets/maliyefinans/81/Dogan_Alantar_Kuresel_Finansal_Kriz_Nedenleri_Sonuclari_MFY81.pdf .
[155] a.g.e. , s. 8.
[156] Alp, s. 155
[157] a.g.e., s. 155
[158] Koraçor, s. 382

Similar Documents

Free Essay

Global Crisis

...Financial Crisis Will Not Deepen Further Financial crisis occurs when the value of financial institution or asset price drops quickly. (Investopedia US, 2013) Today the world financial system is undergoing economic recession. It is assumed to have begun in the year 2007-2008. After the great depression US economy suffered a short term recession in 2001 but came out with it adequately. It also wide stood dotcom bubble bust, attack by terrorists and accounting scandals. Federal government decreased it rate 11 times from 6.5 in 2000 to 1.7% from the year 2000 in order to increase its liquidity in the economy. A man with no job, no income and no asset was able to afford a house mortgage. This rate was decreased to 1% in June 2003. In 2004 country’s elite banks like Lehman brother, Goldman sacs, Merrill lynch, Morgan & Stanley were relaxed with the net capital requirement 30-40 times. (Sivakumar and Krishnaswami, 2012)But after saturation point problem started rising with the rising interest rates. In 2007 it turned out to be a bad new when federal fund rate reached 5.25% in 2006. Many banks got erupted and with shortage of money. Central banks in several countries like UK, Europe central, Sweden, Canada, Switzerland, china etc help in adding world economy but failed. This economic crisis also exploded the economies of Arab nations, Japan, UK, Ireland, Greece, China etc. The consequences faced by these countries in the meltdown were low GDP, high inflation, low deflation, volatile...

Words: 4318 - Pages: 18

Premium Essay

Global Crisis

...------------------------------------------------- Financial Instability: Beginning of the end: Markets all over the world fell into turmoil; a little more than £ 50 billion were wiped off of FTSE 100; S & P fell more than 20% when Lehman brothers filed for bankruptcy, throwing the future of banks in jeopardy and sending shock waves all over the globe. Plummet of this ‘too big to fail’ institution marked the beginning of financial instability gripping the world. It all started with Fed lowering the Federal Reserve fund 11 times in Dec 2011, in order to keep the recession blues away from US economy. Liquidity increased tremendously giving rise to easy credit availability and no income, no job, no assets borrowers. The demand touched sky-high and so is the real estate price. The Fed continued slashing interest rates to an extent of 1%, the lowest in 50 years. Subprime mortgages were the new gold-mine on the street. The restless Investment bankers created collateralized debt obligations (CDOs), the securitization of the mortgages. These asset backed securities soon found their presence in all kinds of funds. Though risky, these were labeled as AAA /A+ by credit rating agencies such as Moody’s and Standard and Poor’s. Ever loosening regulation and liquidity fuelled the creation of riskier real estate backed instruments. Hedge funds and insurance agencies jumped in this mayhem, insuring the CDOs. Banks were exposed to these mortgage backed securities. Hedge funds purchased...

Words: 1013 - Pages: 5

Premium Essay

Global Financial Crisis

...Introduction Global financial crisis started when sub prime mortgage market of United States collapsed. Since the global financial crisis took place, many developed and developing countries have been going through recession. It was believed that ongoing global financial crisis will not affect Bangladesh economy as badly as it can to other developed economy because economy of Bangladesh is not so dependent on international capital or foreign investment. But, still there are and will be some shocks of ongoing global financial crisis available for Bangladesh economy. So, Bangladesh economy will be affected by global financial crisis. Global financial crisis might reduce overseas job opportunities and export earnings. Global financial crisis may turn into a recession. Economy of developing countries including Bangladesh is already going through recession. Bangladesh is a low income country. If global financial crisis continuous then economy of Bangladesh will be suffering. Negative impacts of global financial crisis are beginning to show on the increasingly globalizing economy of Bangladesh. Export growth rate of Bangladesh has turned negative. Export of non-apparels items is being reduced. Depreciation of currencies by competing countries caused erosion of Bangladesh’s competitive strength in the global market. Remittance earnings could be badly affected in near future because number of job seekers going abroad halved as some countries either revoked or have stopped issuing...

Words: 1547 - Pages: 7

Premium Essay

The Global Financial Crisis

...The Global Financial Crisis: Impact on Bangladesh A.K.M. Atiqur Rahman Professor Department of Economics North South University Overview I. Introduction: Genesis and Spread of the Crisis. II. Global Recession and LDCs III. Impact on Bangladesh IV. Recession and Export from Bangladesh V. Exchange Rate Movement VI. Remittance VII. Import and Tax Revenue VIII. Overall Impact IX. Policy Implications I. Introduction: Genesis and Spread of the Crisis. • Root: Mispricing in the Massive Credit Default Swap Market • Sub prime Mortgage: Bank transferred credit risk to third party through the process of securitization ( MDS, CDO) • Reckless growth of sub prime mortgage-lower yield in risky mortgage • Arbitrage drove the yields on all bonds & loans down • Expansion of consumer credit, housing price bubble Intriduction continued • Unsustainability of Credit default swap and subprime mortgages exposed • Housing bubble burst → mortgage default → foreclosures→ bank and insurance failure→ credit freeze • Spillover of financial crisis to real economy through virulent credit crunch →depressed aggregate demand • Sub prime mortgage default led to spillover effects around the world (Europe and emerging economies) via an elaborate network of derivatives Continued . Global consequence of the crisis includes: • Sharp rise in Unemployment in the US, Job loss in few other countries • Sharp fall in the stock market price around the globe, current...

Words: 2083 - Pages: 9

Free Essay

Global Financial Crisis

...Mitch Abramson GOVT 123-01 Global Financial Crisis A collapse of the US sub-prime mortgage market and the bursting of the housing bubble in 2007 have had a ripple effect on the global economy. Furthermore, other weaknesses in the global financial system have surfaced. Some financial products and instruments have become so complex and twisted, that as things start to unravel, trust in the whole system started to fail. In turn lack of confidence in the economy has led to what is commonly referred to as the “great recession”. The question left to ask is, where do we go from here? The public is looking for an answer from economists to what will happen next. Because of the lack of certainty in the global forecasts, people are starting to lose confidence in the system. For example, in November 2008, the World Bank predicted the growth of the 2009 GDP to be 0.9%, while the International Monetary Fund predicted a 2.2% growth rate. In January 2009, the IMF revised its forecast to a 0.5% growth rate; two months later, the IMF revised its growth rate again by raising its forecast to 1%. Federal Reserve chairman, Ben Bernanke put it plainly in a speech given to the House Budget Committee by saying, “The uncertainty surrounding the outlook is unusually large.” Some economists have resorted to using three letters of the Roman alphabet to represent the future of the GDP growth. Those scenarios are the “U”, the “L”, and the “W” recovery. In a “U” style economy, economic growth will rapidly...

Words: 892 - Pages: 4

Premium Essay

Global Financial Crisis

...GLOBAL FINANCIAL CRISIS The Global Financial Crisis is considered to be the worst financial crisis to hit the global economy since the Great Depression. Around the world, stock markets fell, financial institutes collapsed or were bought out, banks stopped business with each other and governments had to bail out their banks and financial institutions. This in turn caused lots of unemployment and collapse of the real estate market, contributing to failure of businesses and industries, decline in consumer wealth and a decline in economic activity leading to the Global Recession. The Financial Crisis may have showed some traces in 2007 but it really hit on 15th September 2008 when the United States Government allowed Lehman Brothers to go bankrupt, resulting in all banks deemed to be risky. The immediate cause of the crisis was the bursting of the United States housing bubble which had peaked in 2006.By September 2008, housing prices in the United States began to decline after hitting their peak in 2006.Easy credit and a belief that house prices would continue to appreciate had encouraged many subprime borrowers to obtain adjustable rate mortgages. These mortgages enticed borrowers with a below market interest rate for some time, followed by market interest rates for the remainder of the mortgage’s term. Borrowers who could not make higher payments once the initial grace period ended tried to refinance their mortgages. Refinancing became more difficult, once housing...

Words: 1610 - Pages: 7

Premium Essay

Global Financial Crisis

...Positive and Negative Effects of the Global Financial Crisis Harlita H. Tomlinson Capella University BMGT8114: Accounting in the Global Era Dr. Wendy Achilles June 8,2014 Table of Contents Abstract 3 Positive and Negative Effects of the Global Financial Crisis 4 Background on the Global Financial Crisis 5 Global Financial Crisis and Its Negative Effects 9 Lack of Financial Sector Regulation and Oversights 9 Increase in the Number of Bankruptcies 11 Global Financial Crisis and Its Positive Effects 12 Designing Regulations to Monitor the Financial Sector 12 Global Governance as a Side Effect of the Global Financial Crisis 13 Lessons Learned 16 Domestic Lessons Learned 16 Global Lessons Learned 17 Lessons from Romania. 18 The Role of Financial Executives in GFC 19 Conclusions 21 References 24 Abstract The first financial crisis of the twenty-first century has not yet ended, according to Gorton and Metrick (2012), the wave of research on the crisis has already exceeded any single reader’s capacity, with the pace of new work only making this task harder. The Global Financial Crisis is considered by many economists to be the worst financial crisis since the Great Depression. Global Financial Crisis resulted in the threat of the total collapse of large financial institutions, the bailout of banks by national governments, and market downturns around the world. In the aftermath of this crisis, the housing market declined significantly and has not...

Words: 6647 - Pages: 27

Premium Essay

Global Financial Crisis

...Global Financial Crisis: The 2007–2012 global financial crisis, also known as the Global Financial Crisis (GFC), late-2000s financial crisis or the second "Great Recession", is considered by many economists to be the worst financial crisis since the Great Depression of the 1930s.[1] It resulted in the collapse of large financial institutions, the bailout of banks by national governments and downturns in stock markets around the world. In many areas, the housing market also suffered, resulting in numerous evictions, foreclosures and prolonged unemployment. It contributed to the failure of key businesses, declines in consumer wealth estimated in trillions of US dollars, and a significant decline in economic activity, leading to a severeglobal economic recession in 2008.[2] The financial crisis was triggered by a complex interplay of valuation and liquidity problems in the United States banking system in 2008.[3][4] The bursting of the U.S. housing bubble, which peaked in 2007, caused the values of securities tied to U.S. real estate pricing to plummet, damaging financial institutions globally.[5][6] Questions regarding bank solvency, declines in credit availability and damaged investor confidence had an impact on global stock markets, where securities suffered large losses during 2008 and early 2009. Economies worldwide slowed during this period, as credit tightened and international trade declined.[7] Governments and central banks responded with unprecedented fiscal stimulus...

Words: 12476 - Pages: 50

Premium Essay

Global Economic Crisis

...Tutorial 2: What do you understand by the term Global Economic Crisis of 2008? Identify and explain some of the causes. Global Economic Crisis of 2008 was known as the biggest financial crisis after the Great Depression of 1930s. In September 2008, one of the most venerable and biggest investment bank, Lehman Brothers was forced to declare itself bankrupt, and the world’s largest insurance company, AIG collapsed. The financial collapses of these companies triggered the global economic crisis, with Asian stocks slammed by; stocks fell off a cliff and became the largest single point drop in history. These tragedies crushed the world’s economy and result in global recession. It costs the world tens of trillions of dollars, rendered 30 million people unemployed and doubled the national debt of the United States (Inside Job 2010). The effect of the crisis is the bursting of United States housing bubble in 2004 and it caused the values of securities tied to U.S. real estate pricing to fall dramatically. The complex interplay of policies encourages home ownership, thus; people in the United States had easier access to mortgages loans. As the availability of credit is higher, more residents in the United States began to “own properties” by borrowing money from the banks. Due to the housing and credit booms, financial agreements- mortgage-backed securities (MBS) and collateralized debt obligations (CDO), which gained their value from mortgage payments and housing prices, greatly...

Words: 1479 - Pages: 6

Free Essay

Global Financial Crisis

...calculated by first identifying the bank’s liquid assets and then expressing this as a percentage of its total assets” (Gup et al., 2007, p.356). It only considers asset liquidity, and this measure is only one point in time. However, dynamic approach compares projected liquidity needs with projected available liquidity (from both asset and liability sources) for each time period. “This approach is superior to focusing on one or the other parts of the liquidity problem because it evaluates liquidity relative to bank needs” (Gup et al., 2007, p.356). APRA is proposing that banks in Australia hold more liquidity in the event of future crisis. The reason for this is “APRA noted that the financial crisis exposed the limitations of existing liquidity reporting rules when markets are under severe stress” (Baltazar, 2009, para.8). APRA (2009) said the financial crisis has highlighted the need for ADIs to have adequate levels of liquidity and robust liquidity risk management systems, and has provided considerable insights into better practice in this area. APRA supports the Basel Committee’s measures and agrees that greater international consistency in prudential regulation, promoted by the Leaders of the G20, will strengthen Australia’s prudential framework. Securitization is the process of taking an illiquid asset, or group of assets, and through financial engineering, transforming them into a security. It is an important source of liquidity for banks. A typical example of securitization...

Words: 2362 - Pages: 10

Premium Essay

Global Economic Crisis

...world observed what is being labeled the world financial crisis since the Great Depression of 1920-30. The initial indication of a severe financial melt-down appeared in October 9, 2007 when the Dow Jones Industrial Average set a record by closing at 14,047. One year later, the Dow was just above 8,000, after dropping 21% in the first nine days of October 2008. Major stock markets in other countries had plunged alongside the Dow. Credit markets were nearing paralysis. Companies began to lay off workers in droves and were forced to put off capital investments. Individual consumers were being denied loans for mortgages and college tuition. After the nine-day U.S. stock market plunge, the head of the International Monetary Fund (IMF) had some sobering words: “Intensifying solvency concerns about a number of the largest U.S.-based and European financial institutions have pushed the global financial system to the brink of systemic meltdown.” It has been maintained that huge economy inequalities coupled with low rate of profit in the US economy contributed to an increased capital flow to the financial sector and the increasing provision of credit to US workers whose real incomes had declined. Under auspices of financial innovations, debt was sold in complex new financial products to investors. Cheap and apparently riskless lending drove the rising leverage of investments. ‘Securitization’ helped to spread the risks to global financial markets and deficient government regulation facilitated...

Words: 4003 - Pages: 17

Premium Essay

Global Warming: Crisis or Conspiracy

...Survey of Science and Technology in Society Global Warming: Crisis or Conspiracy What is global warming? Or climate change for that matter? How did it start? How will it continue? What will happen to humanity? Will it one day be gone, due to our own ignorance? These are some of the questions raised by a percentage of the society who believe in the facts and evidences presented by the scientists and environmentalists. While the other part of the society seem divided over this issue, these groups of skeptic individuals, strongly deny the theory that global warming is a big issue and require urgent attention. Their beliefs are based on scientific facts too. So what’s right and who’s wrong? The debate doesn’t seem to stop. To begin with, Global warming is the continuing rise in the average temperature of the earth’s climate system, forcing it to change. Though change in climate is nothing new for the earth, according to the evidence and facts provided by the article “Global Climate Change” posted in NASA’s official website, the Earth's climate has changed throughout history. Just in the last 650,000 years there have been seven cycles of glacial advance and retreat. Most of these climate changes are attributed to very small variations in Earth’s orbit that change the amount of solar energy our planet receives. The current warming trend, however, is of particular significance because most of it is very likely human-induced and proceeding at a rate that is unprecedented in...

Words: 1136 - Pages: 5

Premium Essay

Global Financia Crisis Impact and Challenges

...Global Financial Crisis Impact and Challenges Shaikh Faisal. Assistant Professor Dr. Rafiq Zakaria Campus Millennium Institute of Management Aurangabad Introduction: The global financial system has undergone a period of unprecedented turmoil. Market confidence dwindled and has remained fragile, leading to the collapse or near-collapse of large, and in some cases systemically important, financial institutions, and calling forth public intervention in the financial system on a scale not seen for decades. The financial system has been severely weakened by mounting losses on impaired and illiquid assets, uncertainty regarding the availability and cost of funding, and further deterioration of loan portfolios as global economic growth slows. Finding a purely private sector resolution of financial market strains has become increasingly difficult, while case-by-case intervention by authorities has not alleviated market concerns. In response, more comprehensive approaches are now being considered or implemented to bring about a more orderly process of deleveraging and to break the adverse feedback loop between the financial system and the global economy. Such a comprehensive approach—if well coordinated among countries—should be sufficient to restore confidence and the proper functioning of markets and avert a more protracted downturn in the global economy. Significant writedowns have already been realized, but more may lie ahead. . . The estimate of aggregate write downs...

Words: 3684 - Pages: 15

Premium Essay

What Are the Causes of the Global Financial Crisis?

...What are the causes of the global financial crisis? Name: Course: Tutor: Date:   What are the causes of the global financial crisis? Introduction Achieving stability has always been the number one priority in any county or organization. Financial stability is probably one of the most sort after achievement everywhere in the world. When a country or company fails to attaining financial stability then things are deemed to go wrong. The global financial crisis brought about the worst kind of financial instability in the global economy. It started in the United States and spread all over the world like wild fire. Even the top performing economies in Asia like China were not left out. This economic turbulence brought about both economic and social hardships (Helleiner,1994) . This was partly blamed on the already established Capitalist ideologies that prevailed especially in the United States. This crisis exposed most economies to financial difficulties as it proved the dependence of most nations on dollar denominated financial transactions. The only way to salvage these economies was through fiscal and monetary interventions by the Governments of the day. Bail-out packages were presented to major economy drivers and industries to help ease the financial crisis that had affected their operation. The collapsing of large financial institutions like the Lehman Brothers bank brought about a lot of chaos in the industry. Large bailout packages were used to help revive...

Words: 1976 - Pages: 8

Premium Essay

Impact of Global Financial Crisis on Pakistan

...Impact of Global financial crisis On Pakistan By: Nauman Ayubi Butt Roll # 8511 Table of contents 1) Reason of choosing this topic 2) Introduction 3) The term ‘Financial Crises’ 4) Financial Crisis 2007-2009 5) Causes of the crisis 6) The crisis getting global 7) The Financial crisis and Pakistan: 8) Sectoral impact of the crisis in Pakistan: 9) External sector impact i) Exports ii) Imports 10) Financial Sector impact on i) Foreign exchange ii) Banking sector iii) Circular debt iv) Stock market: 11) Inflation 12) Economic business sector impact i) Impact on textile industry 13) Social Sector Impacts 14) Poverty and unemployment: 15) IMF 16) Technique to tackle the situation Reason for choosing this topic: The reason for choosing this topic is that it has a direct relationship with the poverty, unemployment, literacy, wealth distribution and also with the increased level of terrorism in Pakistan. Introduction: Capitalism is an economic system in which land labor production pricing and distribution are all determined by the market. There is a strong history of capitalism that it can shift from extended period of rapid growth to very short periods of contraction The global financial crisis in 2008-09 which are still on the go, they actually started from the 20th century and they have been increasing since then. In the end of 20th century the U.S housing prices after a multiyear started declining, the mortgage prices had been at...

Words: 5046 - Pages: 21